Ahmediyye (Fakr Bahsi: 47-56 Beyitler) - (4a-4b)

-Ahmedî-i Mürşidî (Ahmed b. Osman ed-Diyârbekrî)-

Bu fenâda fakr olanlar hâlini
Söyle bize anların ahvâlini

İşiden fakr ile me’nûs olan
Cümle âlem gönlü içre hâs olan(2)

Al bu bahrin türlerinden bağla denk
Gönder uhrâ ülkesine denk denk(3)

Her bulan fakrile buldu râhatî
Kıl kanâat görme dünyâ zahmetî

Olsa ger şâkir ğanî sâbir fakîr
Yeğdir ol şâkir ğanîden ol fakîr

Kim fakîrlerden sonra kırk yıl ğani
Cennete girse gerekdir bil oni(4)

Ağniyâ olan hisâba duralar
Fakr olanlar cinâne vâralar(5)

Görmemîsin kârubânın hâlini(6)
Buna benzet mahşerin ahvâlini(7)

Hamli olan bâri kaydına düşer(8)
Yüksüz olan ökçe verüb yol aşar(9)

Hem fakîr olan fenâdan usanur
Bâkiye varmağa tizce kuşanur

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Bu fâni âlemde/dünyada fakirlik içinde olanların hâlinden bize haber ver. Ey işiten (kulak veren)/İşitin, yokluğa alışık olanı, bütün âlem gönlünde has olanı. Al bu bölümün türlerinden bağla denk, ahiret yurduna gönder denk denk/renk renk. Her bulan yoklukla rahatlık buldu. Kanaat et, dünya zahmeti çekme. Eğer bir tarafta şükreden zenginle sabreden fakir olsa, o şükreden zenginden sabreden fakir daha evladır. Ki zengin olan, fakirlerden kırk yıl sonra cennete girse gerektir, bunu bil. Zengin olanlar (mallarından ötürü) hesaba çekilirken fakir olanlar cennete varırlar. Garibanın/geçip giden kervanın hâlini, perişanlığını görmez misin? Mahşerin hâlini de buna benzet. (Günah) yükü olan yükünün derdine düşer/Barî Teala’nın (Allah’ın) rahmeti peşine düşer. Yüksüz olan ökçesini bile bırakıp yalın ayak yol alır. Hem fakir olan, fâniden, gelip geçici olandan usanır; baki olan Allah’a, ebediyete varmak için çabucak hazırlanır.

Şiir Notları:
(1) İstifade ettiğimiz nüshada orijinal konu başlığı “Fî Beyan-ı Mebhas-i Fakir”dir. Kontrol ettiğimiz başka bir nüshada ise konu başlığı “Mebhas-i Fakrî” şeklindedir. Burada Türkçeleştirerek “Fakr Bahsi” başlığını vermeyi uygun gördük. Ayrıca kontrol ettiğimiz bahsi geçen nüshada ve kontrol ettiğimiz başka bir nüshada 46. beyit olarak bir önceki bahsin son beyti olan şu beyit “Vir salavât başla söze Ahmedî/ Dâsıtânın bula izz u sermedî” bu iki nüshada bu yeni konunun başında yer almaktadır. (2) Kontrol ettiğimiz rika hatlı nüshada bu beytin son kelimesi “olan” yerine “olun” şeklinde bitmektedir. Beytin başındaki “İşiten ya” kelimesi ise “İşitin ey” şeklindedir. (3) Kontrol ettiğimiz iki nüshada da nüshada “denk denk” yerine “renk renk” yazmaktadır. (4) Bu hususta İbn Kayyim el-Cevziyye’nin Sabredenler ve Şükredenler başlığıyla Türkçeye çevrilen İnsan Yayınları’ndan çıkan gözden geçirilmiş 23. baskısını (2025) tavsiye ederiz. Zengin olanın kırk yıl sonra cennete girmesi fakir olanın derecesinin daha yüksek olduğu, daha faziletli olduğu anlamına mı gelir yoksa durum böyle değil midir, bu gibi merak edilen hususlar kitapta yer almaktadır. (5) Kontrol ettiğimiz nüshada “cinâna (cennetlere)” yerine hataen belki “cenâna (kalbe, gönle)” yazılmıştır, ancak burada cennetler anlamı uygundur. (6) “Görmemîsin kârubânın hâlini” derken burada “gariban” anlamında mı “kâruban” şeklinde yazıldı yoksa “kârbân/kârvân (kervan)” anlamında mı yazıldı şu an tam emin olamadık. (7) Mahşer: Ahirette dirilip toplanacağımız yer anlamında olan bu kelimenin çok kalabalık anlamı da vardır. (8) Burada “Hamli olan” (yükü olan) “bâri kaydına düşer” (yükü kaydına düşer) anlamında kullanılmış olmakla beraber Bârî Teala anlamında da kullanılarak cinas yapılmış olabilir. Bârî: Her şeyi takdir ettiği şekle uygun olarak yaratıp varlığa çıkaran, yaratan” anlamında esmâ-i hüsnâdandır (Allah’ın en güzel isimlerinden). (9) Kontrol ettiğimiz iki nüshada da ilk kelime “Yüksüz olan” yerine birinde “صلته Salta baş(?)” diğer rika hatlı olanda ise “صلطه Salta-baş” şeklinde yazılmış. صلته kelimesi kısa ceket, cepken anlamına gelmektedir birçok sözlükte. Saltabaş şeklinde de bir yerde şu anlamlarda kullanıldığına denk geldik: başıboş, boş gezen, yalnız. Ayrıca bu iki nüshadan ilkinde “yol aşar” yerine “yolu aşer/eser” gibi bir şey yazılırken rika hatlı olanda sondan bir önceki kelime “… aşer/eser” şeklinde şu an çözemediğimiz başka bir kelimeyle yazılmış.


Destek ol 
Rastgele Getir